12 Nisan 2012 Perşembe

Barış hemen şimdi!

Grupların da kendini fesih etmesiyle birlikte Galatasaray tribünlerinde ki "mental" ayrılığa, fesih süreciyle birlikte "fiziki" bir ayrılıkta eklenmiş oldu. Tribünün bekası, gücü-kuvveti için hep birlikte omuz omuza olması gerekenler, çeşitli dayatmalar, tribün içerisindeki arkadaşlık ortamının kaybolması ve deyim yerindeyse insanların birbirini fişeklemesi neticesinde şu anda birbirlerine en çok ihtiyaç duydukları zamanlarda birbirlerinden uzaktalar. Hem mental hem de fiziki olarak. Tüm bu ayrılıkların diyetini, Galatasaray tribünleri gerçek gücünün yarısını bile kullanamamakla ödüyor şimdilerde. En son Fenerbahçe ile oynanan Kadın Basket Final 8 maçında yaşananlar, Fenerbahçe tribünleri ile aramızda son yıllarda belkide ilk defa oluşan nicelik ve nitelik farkı bunun en açık ispatı oldu aslında. Galatasaray tribünlerinin küskünler ordusunun büyük bir kısmı bu maça gelmedi. Gelenler de kıyıda köşede izledi maçı. Neticede günler öncesinden tüm tribün gruplarına ve hatta eski tribüncülerine kadar çağrılarda bulunan ve bu kitleyi toparlayıp bir arada tutabilecek barış ortamına sahip Fenerbahçe tribünleri, böyle yüksek potansiyelli tribünlerde nasıl örgütlenilmesi gerektiğinin dersini bize uygulamalı olarak verdi.

Çok ufak bir azınlık haricinde herkes bu durumdan son derece rahatsız. 2000'li yılların başından itibaren yaptığı her hareketle öncülüğünü kabul ettiren, "ultras" felsefesinin tek uygulayıcısı olan Galatasaray tribünleri, bugün diğer tribünlere gıpta ile bakıyorsa hemen şimdi şapkasını önüne koyup "biz hatayı nerede yaptık" diye düşünmelidir. Daha önceki tüm "şapkayı önüne koyma" eylemlerinde taviz veren taraf, "söz konusu Galatasaray'sa gerisi teferruattır." diyen taraf aynı kişilerdi. Süreç bize şunu gösterdi ki, bir tribün barışı olacaksa bu kesinlikle kutuplaşmış Galatasaray tribünlerindeki iki kutbunda tavizleri ve anlayışları ile olacaktır.

İnanın Galatasaray buna değer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder